Toyota Production System (TPS) için Taichi Ohno ile birlikte önemli figürlerden biridir Shigeo Shingo. Yalın ile ilgili derin öğrenme için okuma yaparken mutlaka detaylıca incelemeniz gereken kişilerden. “A Study of Toyota Production System” ve “Zero Quality Control” kitaplarını şiddetle tavsiye ederim.

Onun çok sevdiğim, değişim yönetimi sırasında bol bol kullandığım ve aklımdan çıkarmamaya çalıştığım bir cümlesi var…

Many people believe that when implementing a new system, only know-how is required. However, if you want to succeed, you must understand know-why as well.

Bir çok insan yeni bir sistemi devreye alırken sadece ‘know-how’ ın gerekli olduğunu düşünür aslında başarı için ‘know-why’ da mutlaka anlaşılmış olmalıdır.

Know-How aslında oldukça popüler bir kelime, kısaca işin nasıl yapıldığını bilmek olarak Türkçeleştirilebilir. Değişim sırasında bol bol anlatılan kısım.

“Bundan sonra böyle yapacağız”

“…. Formunu devreye alıyoruz, form bu şekilde doldurulacak”

“Gemba toplantılarına başladık, bu pano önünde düzenli periyotlarla buluşup, performans göstergelerimizi bu grafikler üzerinden değerlendireceğiz”

vs vs, örnekler çoğaltılabilir.

Know-how gerçekten çok değerli, tecrübe, emek dediğimiz şey aslında, iş yapış şeklimiz. Ancak bir dönüşüm sırasında iş insanları ikna etmeye geldiğinde sadece know-how ‘ı anlatmak ve anlamak, dönüşümün benimsenmesi için hiçbir zaman yeterli olmuyor.

Gerek yalın gerek diğer konularda olsun insanlar iş yapış şekillerindeki yenilikleri değişiklikleri her zaman sorgulayıp, mesafeli yaklaşıyorlar. Bu doğamızın gereği, “comfort zone” dan çıkmak beynimizin ilk başta yadırgadığı bir durum.

Oluşan korkuyu ve endişeyi kırabilmenin temel yolu da “know-why” kısmı. Gerekliliğin vurgulanması ve nedenlerin, nasıllara gelmeden önce detaylı bir şekilde tüm paydaşlarla birlikte tartışılması.

İnsanlar gereklilikleri doğru anladıkça ve anlamlandırdıkça oluşan endişenin güvene dönüşmesinin yolu açılacaktır.

Bu bir tekniğin benimsenmesi içinde oldukça kritik. Mesela Yalın ile ilgili bir örnek vermek gerekirse, bir çok kişi SMED tekniğinin (Tekli Dakikalarda Kalıp Değişimi: Makinelerin Model Dönüşü sürelerinin kısaltılması ile alakalı bir Yalın Üretim Aracı) makinelerin veriminin arttırılması ve duruşların azaltılması adına yapıldığını zanneder.

“Hocam zaten makine verimliliğimiz yüksek, kapasitemiz var SMED bizde pek gerekli değil!!!”

Aslında bu cümle içinde, SMED’in amacını tam anlatamadığımızdan, paydaşların kendilerince kafalarında oluşan SMED algısı, gerekliliği üzerinden geliştirdikleri savunma mekanizması var.

Yalın’ın en önemli prensiplerinden olan SMED için temel amacı stok seviyesinin azaltılması olarak tanımlamamız gerekir. Çünkü SMED tek parça akışa giden yolda hiç bir zaman yetinmeyeceğimiz her zaman daha iyisine ulaşmaya çalışacağımız kritik bir Yalın Üretim tekniğidir. Yüksek setup, ayar, model dönüşü süreleri ile parti büyüklüklerimizi düşürmek mümkün değil. Ne kadar hızlı dönüş o kadar az parti büyüklüğü.

Toparlamak gerekirse amacı makine verimliliğini arttırmak olarak algılanan bir SMED atıla düşebilirken, tek parça akış vizyonuna doğru araç olarak algılanan bir SMED asla terk edilmemesi gereken kritik bir tekniktir.

İster Yalın Üretim ile ilgili olsun ister herhangi bir başka konu, değişimi yönetirken sağlıklı sonuçlar alabilmek adına “nasıl” dan öncelikli olarak insanlara “neden” kısmını anlatmalıyız. Ancak ortak amaç ve hedef birliği ile istenilen noktaya gitmek mümkün.

Çağın Sezgin